Saltar al contenido

türkiye’de kumar yargı yetkisi jet 6

abril 26, 2024

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

Bu bütçenin, 1985 yılındanbu tarafa yapılan bütçelerden farkı,yatırımlara ağırlık vermesidir. Bizler, kulağımızı, Anadolu’nunbağrına koyarak, bir doktor hassasiyetiyle, köylülerimizive dertlerini dinlemek mecburiyetindeyiz. Bakın, köylülerimiz,“okul” diyor, “yol” diyor, “su”diyor, “tarıma destek” diyor. Bu doktor hassasiyetini, iktidar muhalefetayırımı yapmadan, hep beraber göstermekmecburiyetindeyiz. Değerli arkadaşlarım, elbette ki,bu oran -dikkat edilecek olursa- üzüntü vericidir.Ayrıca, 8,5 milyon hektar sulama arazisine sahip olan köylerimizde,ancak 2,9 milyon hektarlık bir arazi sulanabilmektedir.Bu rakam da oldukça düşüktür ve üzüntüvericidir. Yine, köylerimizin birçoğunda içmesuyununbulunmadığını hepimiz bilmekteyiz. Yine, resmî kayıtlara göre, köyyollarımızın uzunluğu 324 bin kilometrekadardır.

Şimdi, en tartışmalı birsoruna geliyorum arkadaşlar; aktüel bir sorun… Anayasa mahkemeleri, içtihat hukukuyla anayasalkurallara hayatiyet verir; yeni kavramlar, yeni prensipler inşaeder. Anayasal adaleti temin, bu yargı organınayüklenmiş, altından kalkılmasıbüyük çaba ve birikim isteyen en ağırbir görevdir. Anayasa mahkemeleri, daima yoğun tartışmalarınodak noktaları olmuştur. Anayasa Mahkemesinin kuvvetleriçindeki özel konumunun, yürüttüğügörevin pratik sonuçlarının ve anayasaldeğer yargıları kültürününhenüz tam yerleşmemiş olmasınınbunda etkili olduğunu düşünmekteyiz. Dahamükemmeli bulma, eksiği tamamlama, yanlışıdüzeltme gibi pozitif hedeflerle donatılmışbir tenkit, elbette ki yapıcıdır. Köklerikitapların terk edilmiş zavallı satırlarınave yaşanan olayların gerçek derslerine uzanmayanmeraksız bir zihnin dar prizmalarından kelimelerdünyasına boşalmış kavgacıtartışmaların, görkemli medeniyet şatosunakoyabildiği en ufak bir taş parçası olmamıştır. ALİ GÜNAYDIN (Devamla) – Kurul üyeleriile, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunansiyasî parti temsilcileri, Türk Dil Kurumu ve çeşitliüniversitelerimize mensup uzman ve bilim adamlarındanoluşan bir başka çalışma grubumuzvardır. Türk Dilinin korunması, kullanılmasıamacına yönelik olarak, çalışmalara,22 Aralık 1996 tarihinde Dolmabahçe Sarayında,Ulu Önder Atatürk’ün ilk dil kurultayınıtopladığı salonda başlayacağızve devam ettireceğiz.

Şimdi, ben size diyorum ki, daha fazla paraayırdığınız yerlerden -Türkiye’ninyüzde 60’ı köylü, bu bütçe deköylüyü ilgilendirdiği için, köylübununla ilgilendiği için- gelin hep beraber karar alalım,bir yerden eködenek mi bulacaksınız, o çilçil, fazla fazla paraları biraz da buraya aktaralım.Sayın Hocam “sığmıyor para”dedi. Yahu, sığmıyor da, Köy Hizmetlerine99 trilyon lira ayırırken hiç düşünmedinizmi; yani, sığmıyorsa, sığmayan şuparadan Köy Hizmetleri Müdürlüğünebiraz para aktararak hizmet alalım; yani, kötümü söylüyorum, yanlış mı söylüyorum?! Şimdi, bu projenin, 1990 yılında,temelini biz atmışız, 17 kilometre borusunutaşımışız, makinesini almışız-kaynak makinesi- efendim, her şeyini temin etmişiz,1996 yılının sonuna gelmişiz. Proje,1990 yılında, 1991 yılında 17 kilometreilerlemiş, ondan bu tarafa doğru, daha 12 kilometreilerlemiş muhterem arkadaşlar; yani, Türkiye’deyaptığınız, neticede, Aksuvat Projesimisali! Sayın milletvekilleri, müsaade buyurun.Sayın Er’den sonra, hem iktidarda hem muhalefette bulunansayın grupların söz hakları var, kişiselsöz hakları var, Hükümetin söz hakkıvar, Komisyonun söz hakkı var. Muhterem arkadaşlar, bir şey söylediğimizzaman alınıyorsunuz; özellikle, Doğru YolPartili arkadaşlara ben burada bunu söylemek istiyorum.Tabiî, bu arkadaşlarımız daha yeni geldi,ne yapacaklarını göreceğiz; ama, bu Bakanlıkdört beş yıldır sizin uhdenizde. Bakın,bu Bakanlık dört beş yıldır sizinuhdenizde; ama, bir yeni makine dahi alamamışsınız.Bırakın makineyi, Anavatan Partisi dönemindealınan makinelerin mazotunu dahi alamıyorsunuz,parçasını alamıyorsunuz, lastiğinialamıyorsunuz.

AHMET ALKAN (Konya) – Sayın Başkan,Yüce Meclisin değerli üyeleri; sözlerimin başındahepinizi saygıyla selamlıyor ve yeni bütçeninmilletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Şair, bu şekilde söyleyerek, köyve köylüye karşı iktidarların veyöneticilerin tavrını dramatik bir şekildeortaya koymuştur. Yıllar geçmiş, ancak yöneticilerköy ve köylüye yönelik sorunları çözmeyerek,sanki şairi, köy ve köylünün sorunlarınayönelik düşüncesinden dolayı mahcupetmek istememişlerdir. Değerli arkadaşlarım, bu, yat limanlarıylailgili, denizcilik turizmiyle ilgili birçok önerilerYüce Meclisin huzuruna getirildi; ancak, bir değerliarkadaşımızın bütün milletvekillerinegönderdiği… Bugün, Denizcilik Müsteşarlığı,benden önce konuşan arkadaşlarımında sıraladığı gibi, birçok bakanlıklaiç içe çalışmak zorunluğundakalmıştır. Şimdi, burada, Susurluk kazasınınen önemli tarafı şu -teferruatınıbir kenara bırakıyorum- birçok iddia ortayaçıktı; bir kısım devlet birimleri,devletçe aranan bazı sanıkları, devleteteslim etmek mecburiyetinde oldukları halde etmemişlerdir,gizlemişlerdir. Biz, bir sanık bulsak, onu gizlesek bubir suçtur Türk Ceza Kanununa göre; ama, devletgörevlileri bunu yaparsa, bu, büsbütün suçtur.Kaldı ki, devlet görevlileri bunu yapmakla kalmamışlar;aynı zamanda, bu zevatı, bu sanıkları,devlet görevlisi yapmışlardır. Şimdi, yine, dünden misal vereyim -misalçok da, hatırımızdadır diye-Sayın Başbakan, burada, dünkü projeksiyongösterisinde, muhalefete “siz, bizim hayallerimize yetişmezsiniz”falan dedi. Bütçe denkliği meselesi konuşuldu,arkadaşımız Bahri Zengin Bey de “bütçedenktir, denkliği şöyledir…” falan dedi;fakat “bu bütçe denkliği nasıl olacak”diye sorulduğunda -eğer, zabıtlardan bulursam söyleyeceğim-yine, Sayın Başbakan “asıl, siz baktınızmı özelleştirme faslına bunun; biz, özelleştirmeye4,7 milyar dolar koymuşsuz.

LÜTFİ YALMAN (Devamla) – İşte,bu gelir dağılımındaki dengesizliklerdenen fazla payı, yine, maalesef, köylülerimiz almıştır.Dolayısıyla, köyden kente göç,bu sebeplerden dolayı hızlanmıştır. LÜTFİ YALMAN (Devamla) – Şu anakadar iktidar olanların hepsini kastediyorum. KEMAL ALBAYRAK (Devamla) – Bu konudaki en önemlihususlardan biri de, GAP Projesine yönelik olarak, bölgeninithalat ve ihracat limanı da olabilecek, bir derin limanprojesinin bir an önce uygulamaya konulmasıdır. KEMAL ALBAYRAK (Devamla) – Kendi ithalat ve ihracattaşımacılığımızınbile hali hazırda yüzde 35’ini yapabildiğimizve her yıl, yabancı bayraklı gemilere 1,5milyar dolar ödediğimiz göz önüne alındığında,bu zaruret daha da belirgin hale gelmiştir. BAŞKAN – Sayın Zengin, eksüre vermemhalinde arkadaşlarınızın süresinikullanacaksınız. Değerli arkadaşlar, varsayalım ki,biz, şimdi, denk bütçe hazırladıkve önümüze koyduk. Hükümet olarak, bütünüyle,bu denk bütçeyi gerçekleştirmek üzereçaba harcayacağız. ARİF SEZER (Devamla) – Onun için, KöyHizmetleri Genel Müdürlüğünü, neTarım Bakanlığından farklı neSanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlıbirliklerden farklı bir kurum olarak görüyorum.Dilerim, en güzel günlerde icraat yaparlar; yaparlarsa,alkışlarız; ama, yapmazlarsa da, eleştirien doğal hakkımızdır. Denizcilik Müsteşarlığıbütçesine bakıldığında, ayrılanyaklaşık 1 trilyon liranın, denizlerde seyirgüvenliğinin sağlanması, can ve mal güvenliğininkorunması amacıyla yapılacak çalışmalarabile yetmeyeceği anlaşılacaktır. Denizcilikleilgili bütçeye konulan bu rakam, Hükümetindenizciliğimize bakış açısınınolumsuzluğunun bir göstergesidir. Çernobil’in, hâlâ, yeraltındanKaradeniz’e sızdığı gerçeğiunutturulmamalıdır; ancak, bölge insanımızıçok kaygılandıran bu konuyu, Denizcilik Müsteşarlığınınyeterince ciddiye almadığını görüyoruz. Özellikle, İstanbul ve ÇanakkaleBoğazları, gerek ülkemiz ve gerekse denizciliğimizaçısından çok önemli bir konumasahiptirler.

  • Başbakanın görevi,hükümetin başı olarak, ilgili herkesi dinlemek;gerekli araştırmaları ve incelemeleri yaptırmakve bundan sonra da, doğru olan son sözü söylemektir.(RP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)Şimdi, gerçekten bugüne kadar alışmadığımızbir şey.
  • “Berlin’de hâkimler var” sözü,Büyük Frederik’e karşı söylenmiştir,o, ona bir haksızlık yapmak üzereyken; ama,asıl marifet ondadır; çünkü, oda, o köylüye “evet, sen haklısın,Berlin’de hâkimler var” demiştir.
  • Ancak, her iki binayla ilgili1997 malî yılı bütçesine konulanödenekler, genel bütçedeki tasarruf ilkelerinedestek vermek amacıyla bu yılki bütçemizdençıkarılmıştır; fakat,büyük bir ihtiyaç duyulan arşiv binasınınyapımı, 1998 malî yılı bütçesinegerekli ödenek konulmak suretiyle gerçekleştirilmişolacaktır.
  • Agâh Oktay Bey-zabıtlarda- soruyor “ne zaman” diye bu martayına kadar alınacak” deniliyor.

Halen devam eden soruşturmalar mahallinde görülmeye devam edecek. Yurtiçindeki veya dışındaki spor müsabakalarıyla ilgili olarak, kanuni yetki olmaksızın paribahis ve şans oyunları oynatanlar hakkında taşınmaz, hak ve alacaklara elkoyma, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ve teknik araçlarla izleme tedbirleri uygulanabilecek. Devletin çıkarlarının veya görevin gizliliğinin zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının ve MİT’te görev yapmış olanların tanıklığı MİT Müsteşarı’nın, MİT Müsteşarı’nın tanıklığı ise Cumhurbaşkanı’nın iznine bağlı olacak. MİT Müsteşarlığı’nda görevlendirilecek subay, astsubay, sivil memur, uzman erbaş, erbaş ve erlerin sınıf, rütbe, unvan ve miktarları her yıl ihtiyaca göre, ilgili kurumlar ve MİT Müsteşarlığı’nca ortak tespit edilecek. Bu kapsamda görevlendirilecek subay, astsubay, sivil memur, uzman erbaş, erbaş ve erler, ilgisine göre İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı veya Genelkurmay Başkanlığı’nca teklif edilecek. Bunların görevlendirilmesine MİT Müsteşarlığı’nca karar verilecek, teşkilat içinde görevlendirilmeleri, bölge değiştirmeleri, ihtisas ve ihtiyaca göre MİT tarafından yapılacak. MİT Müsteşarlığı’nda görevlendirileceklere ilişkin TSK Personel Kanunu ve diğer mevzuatta öngörülen izin, onay ve benzeri şartlar aranmayacak. MİT, Cumhurbaşkanı’na bağlanırken daha önce MİT Müsteşarı’nın başkanlığını yürüttüğü Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’na (MİKK), Cumhurbaşkanı başkanlık edecek.

Sınav ve kadro kuyruklarındamilyonlarca insanımız bekliyor, perişan oluyor.Boş laflarla, şovlarla ve gaflarla insanlarımızın,halkımızın karnı doymuyor, yüzügülmüyor. Hükümet ise, boş laflar, şovlarve gaflardan vazgeçmek yerine, bunları yazan basını,bunları gösteren medyayı susturmaya veya satınalmaya çalışıyor. Çeşitli sorunlar arasında biröncelik sırasına göre ortak çözümönerilerinin oluşturulmasının gerçekbir vatanseverlik görevi olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu konuda, arkası kesilmeyecek eleştirileriortadan kaldıracak ve ihtiyacı, hukukî çerçevedekarşılayacak düzenlemede bulunmak, Parlamentomuzunönemli ve güncel görevleri arasında beklemektedir. Amerika ve Almanya’da içtihatla oluşturulanyürürlüğü durdurma çözümüdöneminde, o ülke anayasalarında, Anayasamızdakimâni hükümlere benzeyen kuralların yeralmadığı hatırlanmalıdır. Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasasınınihtiyatî tedbire imkân veren 101 inci maddesi olmasaydı,hâkim, tedbir kararı alamayacaktı; çünkü,hâkimin, önüne geldiği dava hakkında,kararı oluşturuncaya kadar susma, görüşaçıklamama, ihsası rey yasağınauyma yükümlülüğü vardır. İhsasırey, diğer yargı kollarında olduğu gibi,Anayasa yargımızda da temel bir usul kuralıdır.Koruyucu önlemler, ihsası reyin istisnası olarak,ancak yasayla öngörülebilirler. Hükümdenönce görüş açıklamasıanlamını da bünyesinde taşıyanyürürlüğü durdurma, yasayla düzenlenenihsası reyin bir istisnası olarak, içtihatlaüretilemez. Anayasa yargısına tanınan fonksiyonunve iptal davasının yapısından böylebir yetkinin çıkarılacağı -eskihukuk terimiyle, istihraç ve istinbat olunacağı-kuralı veya düşüncesi, natüralistanayasa hukukunun içtihadî çözümleregeniş biçimde elveren bakış açısıyladahi bağdaştırılamaz. Bizde, Anayasaya aykırı yasalarınuygulanamayacağı çözümününfikrî kökleri, İkinci Meşrutiyet döneminekadar uzanır.

Deja una respuesta

Tu dirección de correo electrónico no será publicada. Los campos obligatorios están marcados con *